19 Ağustos 2010 Perşembe

Benim İçin Cazip Olan...

En son yazım " 9, 5 KG Yayın Avımız." Milliyet Blog’ta 15.08.2010 tarihinde yayınlamış ve 94 kusur kez tıklanmış veya okunmuş. Oysa aynı yazı, aynı tarihte yayınladığım diğer sitelerde 3500 üzeri okuma ve 200 üzeri yorum almıştır.

Dört gündür sürekli yorumlara cevap yazıyorum! Kendime ait web site ve sayfalarım hariç yaklaşık yirmi siteye yazıyorum. Hemen her yazıyı gönderdiğim 15 e yakın site var ama bazen 11–12 gibi siteye gönderebiliyorum. Yorumlara cevap yazmaya yetiştiremiyorum. Dolayısı ile zamanında cevaplanmamış yazılar benim üzerimde kambur oluyor, öyle hissediyorum. Ayıp olduğunu düşünüyorum.

10’a yakın sitede kendime ait köşem var, istediğimi yazar, istediğimi silerim. Editörü benim. Diğer sitelerde de aynı ilgiyi gösteriyorlar sağ olsunlar. Edebiyat ve başka alandaki siteleri katmıyorum! Onlarla birlikte otuza yakın site diyebilirim.

Sayı olarak, 300 bin civarında bir potansiyel bir o kadar da misafir izlemektedir. Sitelerden gelen davet üzerine gidip yazılarımı insanlarımızla paylaşıyorum. Beni davet eden arkadaşlarım genelde sitedeki köşemi hazırlayıp öyle çağırıyorlar! :) Yazımın sonunda size bir iki örnek yorum vereceğim ama asıl söylemek istediğim; Milliyet Blog ile ilgili;

Milliyet Blog’ta kendini yetiştirmiş insanlar, kabına sığamamakta ve tek tek yok olmaktadırlar!Milliyet Blog bu noktada tecrübeli yazanlarını elinde tutmanın bir yolunu bulmalı veya bu konuda bir yenilik yapmalı diye düşünüyorum. Milliyet blog güzel bir site ve bu siteyi gözden düşürecek içerikleri iyi analiz etmek gerekir.

Burada öğrendiklerimin beni diğer sitelerde özel kılmasının ana nedeni dersine iyi çalışan bir öğrenci olduğumu gösterir!
Başarı varsa eğer onun kaynağı burada elde ettiğim deneyimler sayesinde olmuştur inkâr edemem.

Fakat bir blog yazıp editörlerin sunumuna bırakmak, insanın kendini kasap dükkânının önünde ciğer bekleyen kedi gibi hissetmesine neden oluyor!

Bilgi ve birikimlerinin toprak olmaması ve birilerine “faydası olsun” diye yazmak isteyenler buyursun yazsınlar ama egolarını tatmin için polemik peşinde koşanlara tanınan özgürlüğün; hak ettiği cevabı verme noktasında da bizim elimizden bu özgürlüğün alındığında, bizler bu cevapları bize özgürlük ve imkan tanıyan başka web sayfalarından vermek zorunda kalıyoruz!

Bu her ne kadar yakışık almasa da buna mecbur bırakıldığımız göz ardı edilmemelidir. Bu hareket bile ego tatminlerini giderme konusunda hareket edenleri izaha ya getirmeye yetiyor!

Diğer balıkçı vs sitelerde yayınlanmakta olan yazılarıma gelen birkaç yorum sunuyorum size.

—Yazı çok güzelmiş. İnanın üslup harika ilk önce bir hikâyeden alıntı sanmıştım. Tebrikler ediyorum Sait Faik hikâyeleri gibi. Yalnız hikâye heyecanlı yerinde kesildi...Hikâye güzel, anlatım akıcı; kitap olsa hikâyenin sonuna kadar okunur. Bizim hevesimizi yarım bıraktığınız için biraz darılmakla beraber arkası yarın bekler gibi bekleyeceğiz. Yalnız biraz insaflı olun... bekletmeyin...Teşekkürler Uzm. Dr….

—Sevgili Talip kardeşim, Sivrice'de denize bakan penceremin yanında, bu güzel raporunu ve av hikâyeni okumak izlemek, yanında da kahvem ile birlikte öyle bir keyif aldım ki, seni ve diğer arkadaşları kutlar afiyet olsun derim. Sizlere sevgiler, hoşça kalın. Orhan Küçükbiçmen1950- Fatih- İstanbul Sivrice- Çanakkale…

—Talip bey, önce av için tebrikler. Amma asıl tebriki anlatım için alman lazım. Balık avında aç kalabilirsin, lakin bu ifadeyle kaleminle karnını doyuracağın kesin... Yazmaya devam... Mahmut kırnık /Tokat

—Bu rapor av ötesi bir rapor olmuş. Bu zahmete değer bir balıkta almışsınız. Eee beni de çok güldürdün her zaman ki gibi. Senden ve Gürol abiden Allah razı olsun. Tebrikler abi kendini özletme hep raporlarını bekliyorum GÜRCAN TATAŞ 1975/İzmir

—Abicim su anda saat burada gece 00.09 Ve ben tam bilgisayarı kapatıp uyumak üzereyken " Son bir kez daha gireyim bakalım neler oluyor sitemizde, yeni raporlar var mı" dedim ve girdim (acayipte uykum vardı) Senin yazıyı gördüm bir kapıldım bu romanın içine hem güldüm hem uykum acıldı Yahu ne söyleyeyim. Allah’ta seni güldürsün. Ne kadar samimi yazmışsın be abi İkinci bölümu bekliyorum. Yarın okumak isterim. Sağlıcakla kal. Rastgele... Emrah- Kinabalu/Malezya

—Talip bey döktürmüşsünüz resmen. Ne diyeyim kaleminize sağlık, bileğinize yüreğinize sağlık. Okan BAKIR AKHİSAR/MANİSA/ RUSYA

İşte iletişim, işte üslup! Sadece bir yazıma gelen aynı tad ve samimiyette 200 yorum. Doktoru, mühendisi, bilgisayar programcısı, işçisi, işsizi, Savcısı, Avukatı, Fabrikatörü, Atölyecisi, Hocası, Öğretmeni, Pazarlamacısı; Uluslararası boyutu ve Memleketimin her yerinden, Talip ağabey, Talip kardeş, Talip Bey, Talip amca, Talip Üstat, Talip Hocam diyen, aynı paralelde yolculuk yaptığım binlerce insanımız.

Irkçılık yok, ayırımcılık yok, polemik yok, özünde insanlık ve sevgi var, bildiklerimizi paylaşmak veya öğretmek var. Kısacası kavga yok huzur var. Kalleşlik yok birlik var. Dosta özlem, sevgi duymak içinde büyütmek onu yaşamak var. Memleketin her yanına davet var. Balık bahane muhabbet ve dostluk şahane; işte cazip olan bu! İşin en güzel yanı oltanın ucuna odaklandığında herkes aynı elbiseyi giyiyor. Bir balık karşısında ne kadar çaresiz kalan Beyler, Amirler, Bürokratlar;
Benim için cazip olan karşı taraf ama vefasızlıkta yapmak istemiyorum! Öyleyse düşe kalka bu yolda sonuna kadar devam…
Saygılar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder