23 Ağustos 2010 Pazartesi

Blog Psikolojisi!

Nerde olursa olsun, kişi, kendi ekseni içinde ki insanlar ile pekâlâ dalgasını da geçer, geyiğini de yapar, bol bol hayata gülümsemesine devam eder. Hele ki kişi, ununu eleyip eleğini asmışsa değmeyin keyfine. Kişilerin ciddi veya ciddiyetsiz insanlarla grup kurmasına, bu gurup ile kendi aralarında üçtaş oynamalarına, körebe, saklambaç oynamalarına, birdirbir veya “evet “ “hayır” yarışması oynamalarına vs, kimse karışamaz!

Ancak söz konusu, kendi ekseni dışında ki insanların yazılarını, kendi ekseni içinde ki ciddiyetsiz kişiler ile alaya almak ve bu ciddiyetsiz insanların içindeki irini boşaltmaları için zemin hazırlamak, şeytanların avukatlığını yapmak demektir!

Bir yerlerde içine kor gibi oturmuş, yaralanmış olanlar bu acılarını dindirmek için eksen dışından gelen ve alaya alınan yazının altına, sakladıkları düşmanlıklarının dışa vuruşunun keyfini yaşarlar. İçindeki ezikliklerinden birilerinin yardımı veya şemsiyesi altından kurtulmak isterler.

Şimdi kişi; ekseni dışından aldığı bir yazıyı kendi çarpık çurpuk düşünce süzgecinden geçirerek, alaya alan bir yazı yazması ile tüm insanları değil, sadece kendi ekseni içindeki ciddiyetsiz insanlar topluluğunu eğlendirmeyi ve onlara içindeki irinlerini boşaltma imkânını vermiş olur! Dolayısı ile bu yazı bir günah tohumu olarak (ekilmiş) yazılmış olur.

Bu şeytanların avukatlığını üstlenen kişiler yazdıkları yazı ile ortaya çıkan yeni yeni düşmanlıkların, nefret ve kin duyan insanların vebalini sırtlanmış olurlar. Kötülükle beslenen “Hades” gibi bunu gülümsemeyle yapmaları şeytanın oyunundan başka bir şey değildir!

Not: Beni raydan çıkaranlar yüzünden, çizgimden zaman zaman uzaklaştığım için sürekli yazıştığım, diyalog içinde olduğum dostlarımdan özür dilerim. En az kötüler kadar yürekli olmazsak bu dünyada huzur ve sükûneti sağlamamız hayal olur!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder