18 Haziran 2010 Cuma

MB. Mahkemesi!

Şikâyetçi tarafta oturan “(Binbirsurat) ” ve eşrafı!
Sanık koltuğunda oturan ise hakkını korumaya çalışan esas adam!
Şikâyetçi sürekli; “Bana saldırı var, bana taciz var, ben suçsuzum” diyordu.
Şikâyetçinin, yirmi kadar olan avukatlarından biri; sanık tarafından müvekkillerinin nasıl sıkıştırıldığını, müvekkillerinin MB ta başka ad ve isimlerle, porno ağırlıklı cinsel konular yazmasının bu konuyla bağlantısını anlamadıklarını söylüyordu.


Bir diğeri ise müvekkilinin bir yılda devlete 70 bin liradan daha fazla vergi vermediğini, bunun bir dil sürçmesi olduğunu, yanlış anlaşıldığını söylüyordu.

Bir diğer avukat ise müvekkillerinin belediye yardımlarıyla geçinen bir gariban olduğunu anlatıyordu. Geçen kış 40 torba kömür iki çuval un ve bir teneke ay çiçeği yağı aldığını gösterir belediyenin zabıt tutanağını sunuyordu.

Bir diğer avukat ise müvekkilinin geçmişte: Öğretim Görevlisi, Endüstri Yönetmeni, Denetim Uzmanı, Mali İşler Müdürü, Endüstri Genel Müdürü ve Yönetim Danışmanı sıfatları ile 20 sektörde Yönetici, Danışman ve Düzenleyici sorumluluklarını icra etmiş saygın biri olduğunu methediyordu.

Hâkim araya girerek “ama sizden önceki avukat onun çok fakir olduğunu, belediye yardımları ile geçindiğini söylemişti” dedi.

Aynı avukat doğrudur hâkim bey. Ancak malumunuz geçen sene büyük bir felaket oldu, sel bütün birikimleri sildi süpürdü. Müvekkilimiz şimdi çok zor durumda...

Hâkim: Anlaşıldı Allah bu kişinin sadece malını değil, aklını da silip süpürmüş. Yoksa tecrübelerinden bir kitap yazsa köşeyi dönerdi değil mi?

Avukat: Tamam işte hâkim bey esas konu o; müvekkilim bir kitap bastı sanık bunu hazmedemiyor ve bu yüzden saldırıyor...

Bu arada sanık, kocaman dişleri ile avukata ve mağdura sessizce diş gösteriyordu “Hırrr”

Efendim müvekkilimiz mali krizde olduğu için tek başına bir kitap yayınlaması çok zordu. Bu yüzden kendine bir ortak aradı ve buldu. Birlikte bir kitap çıkardılar aha da işte....
Kitap hâkime sunulur.

Hâkim kitabı inceler...

Sonra yorumunu yapar; kitap acemice hazırlanmış; öncelikle kitabın adı yanlış; A.S Öyküler” de ne demek, Trakya'dan yok mu? Ayrıca bir kitabın yazarı olarak, o kitapta yazısı olan her yazarın ismi yazılır kapağa. Var olan kitabın kapağında ise bu işi asıl düzenleyen kişinin ismi solda yazılmalıydı bence. Ama askeri belgeler gibi sağa yazılmış. Ama askeri belgelerde isimler altta yer alır. Bence kitapta yazısı olan bütün yazarların ismi yazılmalıydı kitabın kapağına. Bu durumuyla kitabı sanki iki yazar yazmış gibi görünüyor. “Sanki bu işte bir domuzluk var gibi:)”

Hâkim devam ediyor; mesele şimdi anlaşılıyor müvekkilinizin “Sel” den dolayı tek başına bir kitap yayınlayamayacağı için bu yola başvurmuştur. Dolayısı ile milletin hak aramasını siz saldırı olarak niteliyorsunuz.

Tüm avukatlar bir anda kendi aralarında konuşmaya başlıyorlar. Diğerleri en son konuşan avukata “Dilini Tutan Kurtulur” sen bi dilini tutamadın!! Şimdi kitabı ortaya sunmanın zamanımıydı?

Hâkim esas adama döner senin söyleyeceğin veya sunacağın bir delilin varmı der.
Esas adam bir belge sunar hâkime. Belgede, şikâyetçinin her zamanki gibi adı yine baş sayfada yazılıdır! Ama son sözü Ruh ve Sinir Hastalıkları Baş Hekimi DR. A.V söylemiştir...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder