Kuş ile İnek


Hemen hemen hepinizin bildiği ve daha önce birkaç arkadaşımızın da dile getirdiği güzel bir fıkrayı günün ehemmiyeti açısından tekrar dile getirmek istiyorum. Fıkranın verdiği mesaj çok ilginç ve ders çıkarılmalı diye düşünüyorum. Öyle ya sanal bir dünyanın içinde sörf yapıyoruz, kimin ne olduğunu yazdıklarından tanıyabiliyoruz. Ancak insanlar bukalemun gibi renk değiştirdikleri için onları tanımak zor oluyor.

Bazen tanıdığımızı sandığımız ve çok güvendiğimiz bir insanın farklı yüzünü öğrendiğimizde onu silmek kolay da, onun yüzünden düşman olduğumuz insanlara kendimizi nasıl affettireceğiz bunu düşünmek lazım.

Oysa bazı insanlar bizi ne kadar uyarmışlardı değil mi? Söylenenlere nasıl da kulaklarımızı tıkamıştık değil mi? Ama ciddiye almadığımız insanlara, dost sandığımız insanların sayfasından bu dostumuza destek olmak için ne kadar yanlış yapmışız değil mi? Kaldı ki bu insan bizlere de mesaj vermişti! Gittiğiniz yol yol değil, tuttuğunuz dal sağlam değil diye! Neyse efendim sizi fıkra ile baş başa bırakayım saygılar…

—Bir kuş soğuk bir kış gününde yiyecek bulmak için kanat çırpıp duruyormuş.
Hava o kadar ayazmış ki minik kuş dayanamayıp karın üstüne düşmüş.
Minik kuş çaresiz soğuk karın üstüne ölümü beklerken oradan geçen bir inek kuşun üstüne sıçmış.
Kuş öyle bir sinirlenmiş ki kanatları donmamış olsa kalkıp ineği dövecek.
Bide bakmış ki bokun sıcaklığı ile kanatları çözülmüş, yaşama geri dönmüş.

Öyle bir sevinçle ötüyormuş ki oradan geçen bir kedi bunun sesini duymuş ve boku eşeleyip kuşu boktan çıkarmış, kuş buna da çok sevinmiş KEDİ ye teşekkür edecekmiş ki KEDİ onu yemiş!

Bu hikâyeden çıkaracağımız 3 ana fikir var;
1)Her üstüne sıçanı düşmanın sanma!
2) Seni her boktan çıkaranı dostun sanma
3) ve en önemlisi: BOKUN IÇINDE MUTLUYSAN, SESİNİ ÇIKARMA

Resim: www.oyunadal.com